28 Aralık 2016

YÜKSEK GELİR TUZAĞI !!!




   Yapılan bir araştırmaya göre son altı yılda kendini dindar olarak ifade eden insan sayısı
   çok hızlı bir şekilde artmış. Aslında bu şaşırtıcı değil ; çünkü insanlık tarihi göstermiştir ki
   insanoğlu ancak g.tü sıkıştığında  " ALLAH'ı " hatırlar. 
   Mutlu , refah , dertsiz , tasasız iken aklına bile gelmez ; isteyen kendi geçmişini 
   düşünebilir  :)


   İnsanoğlu ancak baş edemeyeceği bir güçlük ile karşılaştığında , mesela işsiz kaldığında
   bir sıkıntı ile mücadele ederken dindarlaşıverir.
   Lakin üzerindeki o sıkıntı , dert sona erdiğinde birden 180 derece döner. 
   Bu durum Kuran-ı Kerim'de sık sık dile getirilir.

   Örneğin işsiz kalan biri  sabah akşam bir iş bulayım diye dua ederken , bol maaşlı 
   bir iş bulup cebi bol para görünce , her akşam ayrı fındık kırmaya başlayınca o sıkıntılı ,            durmadan dualar ettiği günleri unutuverir  :)

   Nerden biliyorsun derseniz kendimden biliyorum , askerden geldiğimde yaşamıştım.
   Biraz pahalıya mal oldu akıllanmak ama akıllandım ( umarım ! )

   Neticede dindar olmak diye birşey yoktur , dinin emrettiği iyi ve ahlaklı güzel insan olabilmek
   vardır. Peki çevremize şöyle bir baktığımızda bu kadar artan dindar insana rağmen
   o ahlaklı , temiz , iyi insanları görebiliyor muyuz ?  

   Göremiyoruz değil mi ; çünkü herkes özde değil sözde dindar. 
   Bizim insanımız , 55-60 yaşına kadar her haltı yiyip daha sonra beş vakit namaza başlayıp
   sakal bırakıp hacca gitmeyi dindarlık sanıyor.

   Bütün mesele söylemek değil yapmak. Yani herkes kendini ifade ederken ;
   ben şöyle cesurum , şöyle ahlaklıyım , şöyle namusluyum , şöyle dürüstüm , şöyle
   korkusuzum , şöyle dindarım  vs vs vs.  diye anlatır.

   Neticede kimse gerçeği söyleyip , ben p..ştun tekiyim demez  :)

   Dolayısıyla  mesele doğru an geldiğinde ; o an geldiğinde ,  o kişi olabilmek.

   Namuslu olmak anı geldiğinde namuslu , dürüst olma anı geldiğinde dürüst , adil olma
   anı geldiğinde adil , cesur olma anı geldiğinde cesur , merhametli olma anı geldiğinde
   merhametli ve insan olma anı geldiğinde insan olabilmek bütün mesele bu.

   Fakat bunlar zor işler ; doğru insan olma anı geldiğinde içindeki dürtülere karşı
   durabilmek meşakkatli bir iştir , o sesi dinlemek ise daha zevklidir ve ödül vardır.

   İnsanoğlu neticede oportünist bir yaratıktır , yani menfaatçidir.
   Çok büyük ama uzun vadeli bir ödülden ise , kısa vadede elde edeceği küçük 
   kazançlar ona daha cazip gelir. Çünkü birinde ödülü hemen alacaktır , mesela eşini
   aldatma pahasına şahane bir kadınla beraber olma fırsatı gibi  ( Yok bu ben değilim  :)

   Oysa , diğer şıkta ödül uzun vadede gelecektir ; hatta bazen içindeki ses devreye girer
   " Lan oğlum belki öbür dünya bile yok , tamamen belirsiz bir şey için şu fıstık gibi
   kadını kaçıracaksın." diye insanı dürter. Zaten toplumsal hareket tarzı da insanı yanlış
   yollara sapmaya teşvik eder.  Adamımız  eşini aldatma pahasına ; ki kendisini dindar
   olarak ifade eden birisi için zina en büyük üç günahtan biridir ve kesinlikle kaçmalıdır.

   Ama kaçmaz ve toplum da çoğu kez o insanı eleştireceğine ; vay be helal olsun 
   adamdaki şansa bak diyerek bir de ona özenir !!!

   Konuyu bu kadar dini açıdan irdelememiz, kendisini dindar olarak ifade eden 
   milyonlarca insan yüzünden. Çünkü konu dindarlık veya dindar insanlar ise konuyu
   dini açıdan , dini ahlak açısından ele almak zorundasınızdır.

   Bu konuda biraz iddialı konuşmamızın nedeni işimiz insan tanımak , yok insan 
   kaynaklarında çalışmıyoruz  :)    daha çetrefilli bir iş .

   Başka bir insanı tanımak içinse insanın önce kendisini çok iyi tanıması gerekiyor.
   Kısaca insan kendisinin ne olup , ne olmadığını ve ne olabileceğini hatta ne olmak
   istediğini dürüstçe  ortaya koyabilmeli.  Günümüzde  milyarlarca insan bu konuda
   hayatları boyunca tek bir dakika bile düşünmeden yaşayıp ölüyorlar.

   Yine yazının en başına dönecek olursak , son yıllarda dindar sayısı artıyormuş.
   Demek ki insanlar kendilerinin mutsuz ve çaresiz hissediyorlar. İnsanlar ancak  
   kendilerini çaresiz hissettiklerinde dine yöneldikleri düşünülürse ve kendini
   dindar olarak ifade eden insan sayısı bu kadar hızlı artıyorsa o ülke  OECD'de yüksek
   gelirli ülke olsa ne olur , olmasa ne olur . . .
   Demek ki ülke insanı mutsuz ve umutsuz . . . 
   İnşallah yakın zamanda düzelir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder