Piyasanın yarın , öbür gün ya da haftaya nerede olacağını bilmiyoruz. Bunun ayıp bir şey
olduğunu da sanmıyoruz. Evet belki bilen birileri vardır saygı duyarız ; fakat biz bilmiyoruz.
Mesela piyasa Ocak ayı başında ve ara vermeden en son yazdığımız yazılarda
piyasanın (VOB) 95.200 altında olduğu sürece shortta kalınmasını ve hedefin
90-91 bin aralığı olduğunu yazmıştık. Fakat olur da oralara düşmeden dönüp
95.200 üzerine giderse mutlaka Long olunması gerektiğini ; çünkü her ne kadar
97.500 gibi bir hedef varsa da bize göre çok kolay bir şekilde 100 bine gideceğini
belirtmiştik. Bu sadece bu yazıları okuyan kişilere bir tavsiye değil , aynı zamanda
bizim oyun planımızdı da . . .
Kısaca burada yazılanlar laf olsun torba dolsun diye değil ; gerçek düşüncelerimiz
ve planlarımız. Elbette tutar tutmaz ya da başkasının fikrine uyar uymaz o başka
bir konu sonuçta.
Heyhat çoğu insan bu tarz söylemlere burun kıvırır , elbet fiat ya aşağı ya yukarı gidecek
net konuşmak gerek derler. Şimdi net olmak için yarın ne olacağını bilmek , emin olmak
gerek. Netice olarak yarın ya da üç gün sonra ne olacağını % 100 bilen biri var mı ?
Yarın ne olacağını bilmiyoruz , ayrıca bilsek babamıza bile söylemeyiz.
Bilmediğimiz için plan yapıyoruz. Arada % 100 değilse de % 90 emin olduğumuz
zamanlar oluyor ve bunu da yazıyoruz. Fakat emin olmadığımız için herzaman planımız
var , sonuçta da toplamda başarılı olmayı çok şükür başarabiliyoruz.
Yine aynı örnek ; 95.200 altında hedef 90-91 bindi , elbet ya düşecek ya çıkacak.
Ama üzerine çıkarsa hedef 100 bindi. Ne oldu ?
Düşmedi ve planımızda yazan rakamın üzerine çıktı , Long açıldı ve 100 bine gitti.
Gitti mi gitti. Yapılan plana göre hareket edildi , tereddüte yer bırakılmadı.
Başkası bir indikatör takip eder , o gösterge al verir alır , sat verir satar. Ya da başkası
mekanik bir sistem kullanır ; yeşili görünce alır , kırmızıyı görünce satar.
Kimisi de bizim gibi ya da benzer stratejiler kullanır. Bunlar ayrıntı önemli olan tek şey
bir plana sahip olmak ve fiatın denizden yeni çıkmış bir balık gibi kıpır kıpır oynamasına
karşın sakin kalabilmek.
Profesyonelce bu işi yapmayan insanların kaldıraçlı bir piyasada mutlaka fiatları çok yakından
değil de , biraz uzaktan takip eden yöntemleri kullanması gerekir. Zaten piyasayı her an
takip etmek zor , bir de fiatları çok yakından takip ederek sık işlem yaptıran bir yöntem
kullanılırsa psikoloji darmadağın olacaktır.
Böyle yerlerde başarılı ile başarısız arasındaki farkı yaratan zeka değil , tamamen psikoloji
ve kaybetmeye verilen tepkiler ; korku denen o aşırı duyguyu bir şekilde kontrol edebilmek.
Evet bunlar çok duyulan ve artık klasik olmuş sözler belki ; lakin insanlar asla dikkate
almıyorlar. Gazete okur gibi okuyup beş dakika sonra unutuyorlar.
Pozisyon açıldıktan sonra zarara dönerse ya da pozisyon beklenen doğrultuda ilerlerken
ne yapıldığı veya ne yapılamadığı uzun vadede başarıyı belirleyen tek olgu.
Yoksa ne kadar iyi bir sistem , indikatör veya stratejiniz olursa olsun adam gibi
uygulayamadıktan sonra hiçbir işe yaramayacaklardır.
Herkes kendi zaaflarını gayet iyi biliyor ve farkındadır ; bu delikleri kapatmadan ne yapılırsa
yapılsın bu zaaflar bir şekilde kişiyi tuş edecektir.
Örneğin pozisyon kara geçtikten sonra heyecanına yenilip , önceden belirlediği hedefe
gelmeden ya da sistem / indikatör sat vermeden korkudan hazır kar var diye acele ile
pozu kapatan kişi uzun vadede başarılı olamayacak , çok para kazanamayacaktır.
Bu zaafları yenmenin birçok yolu var. Örneğin bir tanesi , kişinin korkudan kilitlenip
kalmasına neden olmayacak bir kontrat sayısı ile pozisyon almak.
Bu çok sık rastlanan bir durumdur. Ben de yaşadım , acı tecrübeler oldu. Az kontrat ile
çok başarılı işlemler yaparken , madem başarılıyım keşke çok kontrat ile oynasaydım
şimdi tonla para kazanmış olacaktım diye düşünüp fazla kontrat ile oynamaya başladım,
sonuç ilk etap da hüsran oldu. Elbette nedeni pozisyon ister kara , ister zarara geçsin
çok fazla para ile oynamanın verdiği aşırı stresti.
Pozisyon zarar geçtiğinde kaybın büyüklüğü korkudan kilitlenmeme neden oluyor ,
bir türlü kapatmak istemiyor ve tabii zarar çoğu kez hızla büyüyordu.
Aynı şekilde pozisyon kara geçtiğinde ise bu sefer daha hedefe var ama bak 2000 puan
kar var enayi olma kapat gitsin düşüncesi yine kazandığımı tekrar kaybetme korkusu
ile kilitliyor hemen pozisyonu kapatıyordum.
Bütün bu hataların sebebi ; korku ve umut gibi duyguları yönetemeyişimdi. Bu duyguları
yoketmek imkansızdır , ama görmezden gelinebilir , bu başarılabilir.
Tabii hangi durumda nasıl hareket edeceğimi belirleyen bir planım da olmadığı için
bu iki duygunun herzaman beni yoldan çıkarmasına engel olamıyordum.
Kısaca örnek vermek gerekirse ; fiatlar Ocak ayı başında 95 bin üzerine çıktığında
diyelim Long oldum ; eski ben çok büyük bir ihtimalle 97.500'de bana korkudan
pozisyonu kapattırır ve kazandığım 2000 puanla gururlanmama neden olurdu.
Oysa fiatlar nerelere geldi değil mi ?
Daha da kötüsü , fiatların yükseldiğini gördükçe gidip bana saçma sapan işlemler yaptıracak
ve kazandığım 2000 puanı da kesin kaybettirecekti o korku ve umut sarmalı . . .
Çoğu insana olan da budur ; çünkü beyinlerimiz aynı şekilde çalışıyor ve sonuçta hepimiz
eğer bir planımız yoksa ya da var ama uygulayamıyorsak hep aynı tuzağa düşüp duruyoruz.
Hormonlar çıldırdığında insan dağılıveriyor. Televizyonda maç izlerken ulan bu gol nasıl
kaçar diye deliren kişi o anda o golü atmanın çok kolay olduğunu düşünür.
Oysa gerçekten sahada olsa hiç de kolay olmadığını anlayacaktır.
Bir işi masa başında hayali olarak yapmak ile gerçekten sahaya inip yapmak çok farklı
şeylerdir. Bitmiş bir grafiğe bakıp ulan ne kadar kolaymış aslında demek kolaydır.
Fakat o anlar yaşanırken heyecan ve korku ile başa çıkmak sabır ve disiplin gerektirir.
Tabii bu iki özellik de emek ve uğraş ister.
Yine canlı bir örnek ; cuma günü fiatlar 108.450'yi aşağı kırdı ama sonra tekrar üzerine çıktı.
Diyelim kişi Longdu ve 108.450 aşağı kırılınca stop oldu ama short olmadı.
Sonra tekrar üzerine çıktığında ise ya haftasonu riski deyip ya da korkudan tekrar Long
olmadı diyelim. Oysa strateji stratejidir ve mutlaka uyulmalıdır.
İşleme girme anı geldiğinde ama şu ama bu diye mazeret üretmek pahalıya patlayabilir.
Şimdi örnek devam etsin , diyelim Pazartesi günü fiatlar hızla yükseldi ve tekrar 109 bin
üzerine çıktı , durmadan da yükselmeye devam etti. Bu sefer ne olacak ?
108.450'de korkup Long açmayan kişi gidip çok daha yüksek bir seviyeden hesapsız
kitapsız inanmadığı , planlamadığı bir işlem açacak ve işi makinanın insafına kalacak.
Hep yazdığımız gibi kimseye akıl vermek haddimize değil , akıl verecek kadar da
ustası değiliz ; lakin dost dediğin sık sık uyarmalı naçizane affınıza sığınarak . . .
üstad Allah razı olsun. aynen sıkça yaptığımız hataları hatırlatmışsın.
YanıtlaSilFakat geriye dönüp baktığımda bizimle paylaştığınız oyun planına ve rakamlara sadık kaldıkça hatalar gittikçe azalmakta ve kazanç oluşmakta.
Bu konuda en önemli etken belki bir psikolog olmanızdan kaynaklanan rakamlar harici konularda da tıpkı az önceki yazınızda olduğu gibi hayata, genele ve voba dair konularda da sürekli tavsiyelerde bulunmanız ve uyarıcı yazılar yazmanızdır. Tecrübe en önemli hazinedir. Almasını bilene.
Saygılar.
Sn.Gnome dostluğunuz için çok teşekkürler.Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilSayın Gnome bir trader için en önemli hususa değinmişsiniz. Trader olunmaz doğulur klişesinin temelinde bu var sanırım. İnsan ne kadar kendini bu konuda eğitmeye çalışsa da en kritik yerde bazen ortaya çıkmasına engele olamayabiliyor. Saygılarımla.
YanıtlaSilHocam çok iyi bir trader olmanızın yanında yine çok iyi bir sosyolog ve psikologsunuz
YanıtlaSil