BABALAR VE OĞULLAR :)

   Amerika birkaç senedir Avrupa Birliğine mesafeli durmakta , buna bir de kankisi 
   İngiltere'nin  Avrupa Birliği'nden çıkması eklenince işler iyice gerildi. 
   Şimdi bu ikiliye bir de üçüncü ülke eklendi malum Türkiye  :)


   Türkiye ile Avrupa Birliği birbirleri ile zorla evlendirilmeye çalışan iki insana benziyorlardı.
   ikisi de istemiyordu ama birileri durmadan baskı yapıyordu. İşte bu baskı yapanlar bu işin
   artık olmayacağını anladılar ki ; bu baskıdan vazgeçtiler.
 
   Zaten birbirini hiç istemeyen iki taraf da buna çok memnun oldu. Avrupa tarafı Türkiye'ye
   hiç olmadığı kadar kötü davranmaya başladı. Böyle bir fırsat zaten canına minnet olan 
   akp iktidarı ise buna balıklama atladı. Zaten son olaylar iki tarafında birbirlerine hoyratça              davranışları  bunu desteklemekte.

   Tabii küresel güçlerde ne oyun / tiyatro biter , ne de planlar biter.

   Bu adamların iki tarafada uyguladığı bu baskıdan vazgeçmelerinin sebebi artık 
   başka bir planları olduğunu gösteriyor.

   Parantez içinde eklemek lazım ; akp mağdur olmadan seçim zor kazanıyor. 
   Bize kalırsa babalar referandumda evet oyu çıkmasını çok istiyorlar.
   İşte bu mağduriyetin ülke içinden gelmesi imkansız ; çünkü akp yi eleştiren herkes 
   ya işsiz kalıyor ya da hapse giriyor .

   Buradan hareketler mağduriyet dışardan gelsin istenmiş olabilir. Eee zaten bütün dünya 
   bu dört babanın oyun alanı gibi , dolayısıyla evet oylarını arttırmak için böyle uluslararası 
   bir gösteri düzenlenmiş olabilir. Kanıtımız var mı , yok ; tamamen komplo teorisi. 
   Farkındaysanız akp insanlara neden evet vermeleri gerektiğini anlatmayı bırakıp
   Hollanda ve Almanya'nın peşine düştü.
   Cumhurbaşkanı yer yer haklı da olsa inanılmaz sözler söylüyor.

   Bütün bunlar değilse bile  akp Avrupa'dan uzaklaşmak için bunu iyi bir fırsat olarak 
   görmüş olabilir. Hem evet oyları çantada keklik olacak , hem de insanları Avrupa
   hayalinden soğutmuş olacaklardı.
   
   Yakınlaşmaya çalıştığımız ülkelere bakınca ; Rusya , İran ve Çin.
   Hepsi sert bir devletçilikle yönetilen ülkeler , buralardaki devlet babalar vatandaşlarına fazla
   özgürlük iyi değil , ben sizin için herşeyin en iyisini bilirim diyerek yönetiyorlar ülkelerini . . .
   Fazla zart zurt edenler ise kodesi boyluyor haliylen.

   Bu apayrı bir yazı konusu , insanlarının kafalarını korkular ile doldurup onları yönetmek.
   Bu uzun vadede hep o devletin aleyhine işliyor ama kimse akıllanmıyor ; çünkü herkes kısa
   vadede kendi koltuğunu düşünüyor , gerçekten devletinin uzun vadeli geleceğini düşünen 
   yönetici sayısı çok az. Vatandaşlarının beynini özgür bırakan ülkeler zenginlikte alıp başını
   gidiyor. Bizim gibi korku ile yönetilen ülkelerde ise durum ortada maalesef.
   
   İnsanlar aynı hatayı kendi çocuklarını yetiştirirken de yapıyorlar , ama dediğimiz gibi
   bu apayrı bir konu.

   Mesela Avrupa ülkeleri Türkiye'yi demokratik değilsiniz diye , hukuk devleti
   sizde işlemiyor diye eleştiriyorlar. Haklılar mı ; yoksa haksızlar mı hepimiz biliyoruz ;
   ama konuşamıyoruz , işte sorunun cevabı  :)

   Bugün herhangi bir ulusal televizyon kanalında çıkıp c.başkanını eleştirebilen var mı ?
   Yok. Oysa bir de Amerika'ya bakın , orada neler söyleyebiliyorlar.
   
   Bugün tv ye çıkıp c.başkanını eleştiren birisi program sonunda işsiz kalması kuvvetle
   muhtemel. Zaten sorunda burada , bizim gibi ülkelerde yöneticiler ilahi bir varlık gibi
   değer görüyor , asla eleştirilmemesi isteniyor.  
   Azıcık eleştirenler hain damgası yiyiveriyor ; iktidar  onlarca tv,radyo,gazete ve yine
   yüzlerce sözde gazeteci ile o eleştiriyi yapanlara haklı bile olsa o kişi saldırıya geçiyor
   ve halk nezdinde itibarsızlaştırıyorlar.

   Şimdi kendisi gibi düşünmeyen herkese emrindeki medya ordusu ile saldıran bir iktidara
   birisi kalkıp bu yaptığınız demokrasiye sığmaz deyince onu Türkiye düşmanı ilan ediyoruz.
   
   Şunu anlarım ; bu ülkede öyle bir sistem kurarsın ki değil senin vatandaşların tüm dünya
   hayran olur. Ekonomin ekonomi , hukuk sistemin herkesin ayakta alkışladığı bir sistem,
   eğitimin dünyada sondan onuncu değil en tepelerde olur ; ondan sonra kim ne söylerse
   söylesin kimse ciddiye almaz , zaten söyleyecek birşey de bulamaz kimse.

   Böyle bir Türkiye var mı şu anda . . ?     :(

   ( 16 MART 2017 )